Güvenli Geleceğin İnşasında Kadınların Gücü
Dünyada iş gücünün yaklaşık %40’ını kadınlar oluşturuyor. Buna rağmen, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) alanı uzun yıllar boyunca erkek egemen bir sektör olarak görülmüştür.
Oysa, son on yılda yapılan araştırmalar kadınların İSG süreçlerinde yer aldığı kurumlarda kaza oranlarının düştüğünü, iletişimin güçlendiğini ve önleyici kültürün geliştiğini ortaya koyuyor.
Kadınların Güvenlik Kültürüne Katkısı
Kadınlar sadece sayısal temsiliyetle değil, duygusal zekâ, empati ve risk algısı gibi özellikleriyle de iş güvenliğinin kalitesini artırıyor.
Bu nedenle artık birçok uluslararası kuruluş, “İSG’de Kadın Etkisi” başlığını, sürdürülebilir kalkınmanın temel parametrelerinden biri olarak ele alıyor.
Kadınların İSG’deki Yeri: Sayılarla Gerçekler
Küresel Veriler:
-
ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) verilerine göre, 2024 itibarıyla dünyada 20 milyondan fazla kadın tehlikeli sektörlerde istihdam ediliyor.
-
EU-OSHA (Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı) raporları, kadınların özellikle sağlık, hizmet, eğitim, gıda, kimya ve tekstil sektörlerinde yoğunlaştığını gösteriyor.
-
Ancak bu alanlarda kas-iskelet sorunları, kimyasal maruziyetler ve psikososyal stres faktörleri daha yüksek oranda görülüyor.
Türkiye’de ise kadın İSG profesyoneli oranı %32’ye ulaşmış durumda. Bu, önceki 10 yıla göre iki katlık bir artış anlamına geliyor.
Kadınların mühendis, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, çevre mühendisi ve eğitimci olarak aktif rol alması, sektörün etik ve kültürel dönüşümünü hızlandırıyor.
Kadınların İSG’ye Katkı Sağladığı Temel Alanlar
1. Empati ve İletişim Gücü
Kadın profesyoneller, çalışanların güvenlik alışkanlıklarını yargılamadan dinleme, anlama ve çözüm üretmede daha etkin bir iletişim dili kurabiliyor.
Bu, eğitimlerde katılımı artırıyor ve “cezadan çok farkındalık” yaklaşımını güçlendiriyor.
2. Detay Odaklılık ve Dikkat
İSG denetimlerinde küçük ayrıntıların fark edilmesi, büyük kazaların önüne geçebilir.
Kadınların gözlem gücü ve detaylara verdiği önem, özellikle risk değerlendirmesi ve dokümantasyon süreçlerinde yüksek doğruluk sağlıyor.
3. Psikososyal Risk Yönetimi
Kadın liderlerin, çalışanların moral, stres, motivasyon ve iş doyumu gibi psikososyal faktörleri değerlendirme konusundaki başarısı kanıtlanmış durumda.
Bu yaklaşım, iş kazalarını önlemede “görünmeyen risklerin” tespiti açısından çok değerlidir.
4. Toplumsal Rol Model Etkisi
Kadın İSG uzmanları, genç mühendisler ve öğrenciler için güçlü bir örnek oluşturuyor.
Kadınların sahadaki varlığı, “teknik alan erkek mesleğidir” önyargısını kırarak sektörde çeşitliliği artırıyor.
Kurumsal Açıdan Kadınların İSG’deki Katma Değeri
Güvenlik Kültürünü Geliştirir
Kadınların yönetimde bulunduğu işletmelerde İSG kültürü skoru %20’ye kadar daha yüksek çıkıyor.
Çünkü kadın liderler, cezaya değil katılıma dayalı sistemler kurma eğiliminde.
Eğitim Etkinliğini Artırır
Kadın eğitmenlerin yürüttüğü İSG eğitimlerinde katılım oranları ortalama %15 daha yüksek.
Eğitimde empatik anlatım tarzı, çalışanların davranışsal değişimini hızlandırıyor.
Sosyal Sürdürülebilirliği Destekler
Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) arasında yer alan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” maddesi, güvenli çalışma koşullarıyla doğrudan bağlantılıdır.
Kadınların İSG’de güçlenmesi, hem ekonomik kalkınmayı hem de işyerinde adaleti destekler.
Kadın İSG Profesyonellerinin Karşılaştığı Zorluklar
Her ne kadar kadınların sektördeki sayısı artsa da, cam tavan etkisi, saha önyargısı, ücret eşitsizliği ve mesleki yalnızlık hâlâ ciddi sorunlar arasında.
Birçok kadın İSG uzmanı, özellikle saha denetimlerinde erkek çalışanlar tarafından ciddiye alınmama veya iletişimde direnç görme problemleriyle karşılaşıyor.
Bu nedenle kurumların, kadın-erkek eşitliğini yalnızca politikada değil, kültürde de benimsemesi gerekiyor.
Geleceğin Güvenliği Kadınlarla Şekilleniyor
Yapay zekâ, dijital denetim sistemleri, IoT tabanlı sensörler gibi teknolojik gelişmelerle birlikte, İSG alanı dönüşüyor.
Bu dönüşüm, empati, dikkat, iletişim ve etik değerlere dayalı bir insan faktörüyle birleştiğinde daha etkili hale geliyor.
Tam da bu noktada kadınların doğal dengeleyici gücü, iş güvenliğinin geleceğini tanımlıyor.
Kadınlar, sadece “korunması gereken” değil, “koruyucu kültürün mimarı” olmalıdır.
Sonuç: Güvenli Bir Gelecek Kadınların Katılımıyla Mümkün
İş sağlığı ve güvenliği sadece teknik değil, kültürel bir meseledir.
Kadınların bilgi, sezgi ve vicdan temelli yaklaşımı bu kültürün insan yüzünü oluşturur.
An Kar İş Güvenliği olarak inanıyoruz ki;
“Gerçek güvenlik, kadınların sesiyle daha bilinçli, daha duyarlı ve daha sürdürülebilir hale gelir.”
SEO Anahtar Kelimeler
kadınların iş güvenliğindeki rolü, İSG’de kadın liderler, kadın İSG uzmanları, iş güvenliğinde toplumsal cinsiyet, kadın mühendisler, iş sağlığı ve güvenliği kadınlar, kadın liderlik, sürdürülebilir güvenlik kültürü, eşitlik ve güvenlik, kadın istihdamı iş güvenliği
